“Bu ay da rekor kırıldı” haberlerini giderek daha fazla görüyoruz. Rekor sahibi iklim, değişiyor ve özellikle de sıcaklık artışı ile kendini gösteriyor. Değişen iklime uyum sağlayamayan insanlık hızla yıpranıyor. Sıcaklık artışından etkilenimin artması, kötü hava kalitesi, aşırı hava olayları, değişen vektör kaynaklı hastalık döngüsü, su kalitesinin azalması ve gıda güvenliğinin azalması yerel, bölgesel ve ülkeye özgü faktörlere bağlı olarak erkekleri ve kadınları farklı şekilde etkiliyor.
Kadın hem kendisini hem de çevresindeki tüm sistemleri korumak için çırpınıyor. Çabalarının boşa gitmemesi için, kadın, bulunduğu mevcut durumun kendi duyarlılığına ve uyum kapasitesine göre hangi risklere gebe olduğunu çok net farkında olmalı. İklim değişikliği, özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde, mevcut cinsiyete dayalı sağlık eşitsizliklerini derinleştirmekte. Sağlık etkileri ve bu etkilerdeki cinsiyet farklılıkları çok yüksek düzeyde. Ailenin sağlığının sorumluluğunu da anne olan kadına verdiğimizi düşünürsek, kadının farkındalığının ne kadar önemli olduğu ortada.
İklim değişikliği enerji kaynakları ile doğrudan ilişkili. Enerji yoksulluğunu en fazla yaşayan ve yönetmeye çalışan kadın. Evde kullanılan sağlığa zararlı enerji kaynaklarından etkileniyor, kanser oluyor veya ölüyor. Aşırı hava olaylarının evini etkilememesi için dirençli binalar, dirençli şehirler için gerekenleri en iyi bilenler yine kadınlar. Bu nedenle, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak ve iklim değişikliğinin etkilerine uyum politikalarını yapan heyetlerde çok daha fazla kadın rol almalı.
İklim değişikliği kriz değil, afet değil; normal yaşamın bir parçası. İklim değişikliğinin hızını arttırmayan yaşam alışkanlıklarını ve iklim değişikliğinin artan hızına ayak uyduran yaşam koşullarını düzenleme kabiliyeti olan kadın. Yeterli bütçesi, yerel karar verme süreçlerine katılımı, eğitimi ve toplumsal destekler olduğu zaman her türlü problemi rahatlıkla çözebilir.
Kadın erkekten daha uzun yaşar ve genel bakışla nüfuslarda oransal olarak erkeklerden fazladır. Hanede yalnız yaşayan 65 yaş üzeri kadın oranı arttıkça, o toplumda iklim değişikliğinden etkilenebilirlik oranı artabilir. İklime duyarlı hastalık yükü yaşlı nüfusta daha yüksektir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yaşlı nüfusun sıcaklık artışlarından dolayı ölümlerinin artacağı belirtilmekte. Tüm bu ön görüler, kadın odaklı halk sağlığı erken uyarı sistemleri kurulması sayesinde olumlu yönde değiştirilebilir.
Kadın sosyal iletişim ağları sayesinde ortak iklim değişikliği dilini ve ortak çözüm hublarını yönetebilir. İklim değişikliği algısını arttıran, iklim değişikliği kaygısını azaltan ve ikna kabiliyeti sayesinde iyi sağlık ve refah düzeyini yükselten bir ortam yaratabilir.
Kadın başarır.
Geleceği şekillendirir.
Değişen iklimi fırsata dönüştüren kadın güçlü, güvenli, sağlıklı ve dirençli geleceği yapılandırabilir.
Prof. Dr. E. Didem Evci Kiraz
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı
devci@yahoo.com